Temel Pazarlama Teknikleri

Artık günümüzde iyi bir ürün veya hizmet geliştirmek yeterli değil. Tüketicinin alternatiflere boğulduğu bir dijital evrendeyiz ve bir markayı öne çıkarabilecek tek şey etkili pazarlama yöntemlerini kullanmak. Fakat bu noktada da dengeler hızla değişiyor. Reklam dünyasının bel kemiği olan üçüncü parti çerezler gizlilik endişeleri sebebiyle rafa kalkıyor. Böylelikle birinci parti veriler değer kazanıyor ve tüketiciyi etkileyen konu ve kanalları tespit etmek gittikçe zorlaşıyor.

Temel pazarlama teknikleri nelerdir?

Geçmişten günümüze sürekli değişen ve gelişen pazarlama yöntemleri aslında temelinde aynı amaca hizmet ediyor. Yani otomasyon ve dijital ekosistemle birlikte yöntemler değişse de temel mantığı hep aynı. Son dönemde pazarlamacılar direnç gösteriyor fakat otomasyon reklam dünyasındaki varlığını iyice güçlendirdi. Birde ipleri sürekli elinde tutan influencer marketing var. Pandemiyle birlikte evlerde geçirilen sürelerin uzaması insanların sosyal medyada daha aktif olmasıyla sonuçlandı. Yani “keşif ticareti” başladı. Markalar için e-ticaretin vazgeçilmez bir unsuru haline gelen sosyal medya “keşif ticareti” kavramıyla tüketicinin aklında iyiden iyiye yer etti.

Dinamikleri ve kanalları sürekli güncellense de 5 başlık altında toparlayabiliriz temel pazarlama tekniklerini. Gelin modern haline bürünmüş şekliyle başlıkları inceleyelim …

Ağızdan ağıza pazarlama (Word of Mouth Marketing)

Word of Mouth Marketing yani ağızdan ağıza pazarlama markanın ürün ve deneyimle ilgili bilgilerini potansiyel müşterilere aktarmasıdır. Diğer bir deyişle satın alınmış reklam yerine dedikodu etkisiyle geniş bir kitleye ulaşmak amaçlanır. Araştırmalar da potansiyel müşterilerin satın alma kararını direkt olarak güvendikleri kişilerden aldıkları bilgiler doğrultusunda şekillendirdiğine işaret ediyor. Yani güven oyu her şeyin üstünde geliyor.

Bunun günümüz dünyasında en büyük etkisini Influencer Marketing ile görüyoruz. Fakat küçük bütçeli ve değerlendirmesi kolay olan ürünlerde ağızdan ağıza pazarlamanın hala etkili olduğunu söylemek mümkün. Günümüz şartlarında ağızdan ağıza pazarlamayı destekleyen bir diğer unsur ise ürün hakkında bırakılan yorum ve puanlamalar. Bizzat tanımadığımız kişiler tarafından girilen veriler de olsa bilmediğimiz bir ürünün hakkında yapılan yorumları önemsiyoruz ve tercihlerimizi yüksek oranda etkilediğini söylemek de mümkün. Okuduğumuz yorumlar ürünün satın almaya değer olup olmadığıyla ilgili bizlere referans oluyor. Hatta belki aklımıza hiç gelemeyen açılardan ürünü tartma ve fazladan bilgi sahibi olma fırsatı buluyoruz. Bu noktada e-ticaretle ilgili ürün veya hizmet satışı gerçekleştiren markalar için geri bildirimin önemi bir kez daha karşımıza çıkıyor. Şayet olumlu yorum ve yüksek puanlamalar markalara itibar sağlıyor. Bu durum aksi için de geçerli tabii. Olumsuz yorumları dikkate almalı ve iyileştirebileceğiniz konulara mutlaka vakit ayırmalısınız. Yaptığınız küçük jestlerle de aynı şekilde kullanıcılarınız üzerinde olumlu etkiler bırakabilirsiniz.

Sosyal ağlar ve viral pazarlama

Sosyal medya pazarlaması (Social Networks) sosyal medya etkileşimini ve günün sonunda satışı artırmak üzere kullanılan bir yöntem. Burada markaların ilk yapması gereken markanın imajı ve hikayesini en iyi anlatacak Persona’yı oluşturmak. Oluşturulan Persona her bir sosyal medya hesabına uyumlu içerik stratejisiyle desteklenmeli. Çünkü her sosyal medya platformunun kendine has bir ekosistemi ve kendi içinde oluşturduğu kuralları var. İçerik paylaşacağınız platformda hangi zaman aralıklarını tercih etmeniz gerektiği, görsel boyutlarını ne şekilde ayarlamanız gerektiği ve sosyal ağı diline uyum sağlamak bu noktada çok önemli!

Bunun yanında dijitalleşme tüm hızıyla sürüyor ve sosyal medya platformları da kendini sürekli yeniliyor. Bir dönem TikTok’un çıkışıyla diğer sosyal ağlarda da kısa süreli videolar viral olmuştu. Aynı şekilde Clubhouse’un çıkışıyla Twitter, Spaces özelliğini kullanıma sundu. WhatsApp, YouTube ve Facebook cephelerinde de yenilikler hız kesmiyor. Yani günün sonunda sosyal medya platformları hızla değişiyor ve gelişiyor. Bu yeniliğe en hızlı ayak uyduran markalar da akıllardan silinmiyor.

Hikaye anlatımı (Storytelling)

Big data ve sosyal medya pazarlaması derken pazarlama 4.0 hayatlarımıza gümbür gümbür girdi. Tüm bu teknolojik yenilikler ve değişen tüketici davranışları satın alma yolculuğunu geri dönülemez bir şekilde etkiledi.

Tüketiciler artık kendine ve dünyaya değer veren, duygusal olarak kendisini besleyen ve hikayesi olan markaları destekliyor. Yani “brand purpose” pazarlamacılar için önemini her geçen gün artırıyor.

Duygusal besleme noktasında tüketiciyi en çok video içeriklerin tatmin ettiği görülüyor. Pandemi yeni bir video kampanya trendi yarattı ve video içerik üreticilerinin sayısı da hatırı sayılır bir oranda arttı. İnsanlar video içerikleri üzerinden bağ kurma ihtiyaçlarını gidermeye başladı. Video pazarlamada öne çıkan konu ise hikayecilik. Tüketici markaların hikayesini özgün ve samimi bir şekilde anlatmasını bekliyor. Günümüz tüketicisinin dikkat süresinin 8 saniyeye kadar düştüğü göz önünde bulundurulunca markaların kendilerini anlatmak için hayati olan bu zaman diliminde hedefine ulaşmaları çok zor. Ek olarak video kampanyalarınızı öne çıkarmak adına gelişen reklam teknolojilerinden yararlanabilirsiniz.

Son döneme damgasını vuran bir diğer trend podcast. Henüz reklam alternatifleri tamamen oluşmasa da podcastler tüketiciye ulaşma konusunda nokta atışı bir seçim olabilir. Tüketicinin ilgi alanlarına göre seçim yaptığı bir tür olan podcast hedef kitlenizi kolayca yakalamanız noktasında da yardımcı olabilir.

Kazanılmış medya pazarlaması

Kazanılmış medya pazarlamasının kilit noktası, içeriğin marka tarafından oluşturulmamış ya da satın alınmamış olması… Artık markaların reklamlarında daha çok tüketicilerinin geri bildirimlerine ve onlar tarafından üretilen içeriklerin paylaşımıyla etkileşimi artırmayı arzuladıkları bir dönemdeyiz. Ayrıca markalar tüketicinin sesini daha iyi duyacakları alanlar yaratmak ve tüketici geri bildirimleri üzerinden yeni içgörüler yaratmak konusunu her zamankinden daha fazla önemsiyor. Kazanılmış medya içeriği oluşturmak adına daha proaktif bir yaklaşım benimseyen markalar aynı zamanda tüketiciyi duygusal olarak da kazanmış oluyor. Ki bu uzun vadede başarıyı etkileyen önemli bir konu.

Tabii bu noktada markanın kriz yönetimi konusundaki refleksleri öne çıkıyor. Çünkü yapılan olumsuz yorumlar her an kriz yaratabilir. Ve sosyal medyanın ikliminde bir krizle baş etmek kolay değil. “Troll” adı verilen gruplar marka kimliğinize ve itibarınıza zarar vermek adına olayları farklı yansıtabilir ve bu da kitlelerin tepkisini çekmenize yol açabilir.

Influencer marketing

Influencer marketing son dönemde markaların tercih ettiği en popüler pazarlama yöntemlerinden biri olarak öne çıkıyor. Fakat burada gözden kaçırılmaması gereken çok riskli bir konu var; doğru influencer-marka iş birliği. Pazarlamacıların takip ettikleri ya da sevdikleri influencer’lardan ziyade markaya uygun olanı tercih etmesi gerekiyor. Çünkü tüketici samimi olmayan içerikleri hızlı bir şekilde algılıyor ve tepki veriyor. Bu noktada doğru eşleşmeyi yapabilmek adına influencer’ların en çok etkileşim alan içerikleri, en çok etkileşim aldıkları saatleri ve konuyla ilgili alternatif isimleri listeleyebilecek bir datadan yararlanmak adına influencer ajanslarından profesyonel bir yardım alabilirsiniz. Göz önünde tutmanız gereken en önemli konu hedef kitlenizin kimleri kanaat önderi olarak gördüğü…

İkinci önemli husus ise marka stratejisine uygun kreatifin hazırlanması. Kreatif içeriği kullanılacak mecraya ya da çalışacağınız influencer’ın tarzına göre revize etmeniz gerekebilir. Çünkü her mecranın dinamikleri, kitlesi ve dilinin farklılık gösterdiği gibi gününün birçok anını takipçileriyle iç içe geçiren influencer’ın da doğal olmayan içeriklerii çabuk fark ediliyor. Sonuç olarak bundan hem influencer hem de marka zarar görebiliyor. Bunu önlemek adına içeriklerinizi hem mecrayı hem de influencer’ı göz önünde bulundurarak hazırlamalısınız. Unutmayın uyum ve güncellik çok önemli!

Tüketici içeriklerden bilgi vermesini ya da fayda yaratmasını bekliyor. Ve aynı zamanda doğal olmasını. Bu kriterleri karşılayan içeriklerse zaten viral oluyor. Uzmanlar yeni dönemde veri destekli, doğal ve müşteri merkezli üretilen içerikler daha ön planda olacağını söylüyor.

Küçük işletmeler için etkili pazarlama yöntemleri hangileridir?

Küçük işletmelerin işlerini büyütmek ve markalarını tanıtmak için yatırım yapabileceği düşük bütçeli pazarlama yöntemleri mevcut. Her şeyden önce işletmelerin güncel ve kolay bulunabilir olması gerekiyor. Pazarlama stratejilerine geçmeden önce marka kimliğinizi oluşturmalı ve hedef kitlenizi belirlemelisiniz. Marka kimliği ve hedef kitle konuları birbiriyle bağlantılı çünkü marka diliniz ve hedef kitlenizin üslubu arasında bir bağlantı olması gerekiyor. Hedef kitlenizi daha iyi anlamak adına yapılan güncel araştırma ve analizleri takip edebilir ya da sosyal medya üzerinden istatistikler elde edebilirsiniz.

Pazarlama stratejilerinde ilk adım SEO çalışmaları yapmak. Bu noktada profesyonel destek almak verimi arttıracaktır fakat YouTube videoları üzerinden ya da online kurslar aracılığıyla da SEO konusunda bilgi alabilirsiniz. Web site kategorileri ve ek sayfaların yanında içerik pazarlama çalışmalarınızı da SEO uyumlu hale getirmelisiniz. Böylece organik bir trafik yakalayabilir ve marka bilinirliğinizi de artırabilirsiniz.

İçerik pazarlama noktasında markanız özelinde bir blog kullanabilirsiniz. Burada düzenli içerik girmek ve bu içerikleri son dönemin popüler konuları üzerinden yönetmek trafik artışına yardımcı olabilir. Metinlerin anahtar kelimelerini belirlerken son dönemin en çok aranan kelimelerine Google araştırma verileri üzerinden ulaşabilir ya da anahtar kelime belirleyici web sitelerinden yardım alabilirsiniz. Blog temalarınızı bu kelimeler üzerinden şekillendirebilirsiniz.

Sosyal medya platformları, e-ticaretin, sosyal ticaretin ve popülerliğin merkezinde. Fakat sosyal medyanın ikliminde yaşamak markalar için oldukça zor. Bu noktada en çok dikkat etmeniz gereken husus bulunduğunuz mecranın diline uyum sağlamak… Birbiriyle tutarlı içerikler paylaşmanız ve paylaşım yapacağınız zaman aralıklarını belirlemeniz de oldukça kritik. Bunun için ayrı bir şablon ve strateji oluşturmalısınız.

İçerik planlamanızı oluşturmadan önce video ve fotoğraf paylaşımlarıyla birkaç küçük test yapabilirsiniz. Fakat bu noktada artık günümüzde video paylaşımının daha popüler olduğunu hatırlatmakta yarar var. Uzun zamandır içinde bulunduğumuz pandemiyle birlikte insanlar video içeriklere daha çok ilgi göstermeye başladı. Video içerikler tüketici tarafından daha sıcak karşılanıyor ve markayla bağ kurmayı kolaylaştırıyor. Tüketiciyi etkilemek için 8 saniyeniz olduğunu unutmayın.

Düşük bütçeli bir seçenek olması sebebiyle “e-posta pazarlama” da hala en çok kullanılan yöntemler arasında. Web sitenizi ziyaret eden veya abone olan kişilere çeşitli fırsatlar sunabilirsiniz. Çeşitli sadakat programları oluşturmak da faydalı olacaktır. Bu size aynı zamanda birinci parti veri akışı sağlar. Verileri doğru okuyarak aksiyona dönüştürmeniz pazarlama stratejinizde önemli bir fark sağlayacak ve içgörü dünyanızı zenginleştirecektir. Yine e-posta pazarlamada da video içeriklerden yararlanabilirsiniz.

Toparlayacak olursak güncel olmak, sosyal medyada aktif olmak, SEO kullanmak, e-mail pazarlamaya gereken önemi vermek ve otomasyondan faydalanmak işinizde fark yaratabilir. Sosyal medyanın dinamiklerine uyum sağlamak ve içeriği doğru formatta servis etmek ise en kritik konular. Gelen geri bildirimleri iyi yönetmeli ve trafiği de canlı tutmalısınız. Sosyal medyada yaşanan krizler hızlı bir şekilde büyüyebilir ve birden kendinizi çok öfkeli bir kitlenin içerisinde bulabilirsiniz. Bu noktada doğru kriz yönetimi önem teşkil ediyor. Krizlerin marka imajınızı zedelemesine izin vermeyin!

KOBİ’ler için etkili pazarlama yöntemleri hangileridir?

Tüm dünyada iş ve özel hayatı yeniden şekillendiren dijitalleşme, bugünün ve geleceğin en önemli kavramları arasında yer alıyor. Dijitalleşme birçok alana yenilikler getirirken KOBİ’lerin iş süreçlerini kolaylaştıracak ücretsiz uygulamalar da artıyor. Aynı zamanda Facebook, Google, Amazon gibi devlerin dönemsel olarak KOBİ’lere sunduğu alternatifler ve hibeler de oluyor.

KOBİ’lerin öncelikle yeni tüketici davranışının çok kanallı ilerlediğini bilmesi ve buna göre altyapısını hazırlaması gerekiyor. Hedef kitlenin hangi kanalı trafik için hangi kanalı satın alma için kullandığı önemli. Aynı zamanda hangi zaman aralıklarında daha çok satın alma işlemleri gerçekleştirdiği de yine önemli konular arasında yer alıyor. Bu gibi bilgiler güncel araştırmalar ve birinci parti veriler üzerinden analiz edilebilir.

İçeriklerinizi web sitesi, e-book, video, infografik gibi pek çok çeşitte oluşturabilirsiniz. İçerik tiplerinizi çeşitlendirmeniz sizi bir adım öne çıkarabilir. Diğer bir adımsa içeriğinizi çeşitli kanallar üzerinden yaymak olacak. Ne kadar kaliteli olursa olsun oluşturduğunuz içeriğin kendi kendisini pazarlamasını bekleyemezsiniz. İçeriğe pazarlamasına ayırdığınız bütçenin geri dönüşlerini takip etmeyi ihmal etmeyin.

Tıklama başına ödeme, reklamların her bir tıklanması için ödediğiniz para anlamına geliyor. Türkiye’de ve dünya üzerinde en yaygın PPC servisi Google ads olarak öne çıkıyor. Elbette Adwords dışında pek çok PPC servisleri de mevcut. PPC, web sitenize hedeflenmiş yeni müşteri çekmek için kullanabileceğiniz en iyi reklam metotlardan biri. PPC temel olarak belirlenmiş anahtar kelime ya da kelime öbeklerinin, hedeflenmiş kitleye (şehir, cihaz vb), Google’da aranması ya da herhangi bir içerik sitesinde geçmesi sonucunda sizin istediğiniz reklamın yazılı ya da görsel olarak yayınlanması ve bu reklama tıklanması ve sizin bu reklam için para ödemeniz üzerine kurgulu. Sonuçlarını an zamanlı olarak kontrol edebileceğiniz ve kolayca yönetilebilen PPC reklamların en büyük dezavantajı ise markanın reklam yapmayı kestiğinde trafiği de aynı şekilde birden kaybetmesi oluyor.

Bir diğer önemli konu, satın alma işlemi akabinde müşterinizle ilişkinizi devam ettirebilme yeteneği. Aldığı hizmet sırasında veya akabinde mutlu olan müşteriler kadar hayal kırıklığı yaşayanlar da olabilir. Bu noktada çözüm vadeden bir marka olmak puanlarınızı artıracaktır. Dijital pazarlamanın en büyük avantajlarından birinin de müşterilerle sürekli olarak iletişimde kalmanızı sağlamak olduğunu unutmayın.

Müşteriler dijital ortamda sürekli geziyor ve bir şeyler arıyorlar. Bazen web sitenize girip alışveriş yapıyorlar bazen de bir arkadaşa bakıp çıkıyorlar. Fakat her halükarda dijital ayak izlerini bırakıyorlar. Yani ürün satın almamış olsa da sizinle ilgilenen potansiyel müşteriler mevcut ve bilgilerini kendi rızalarıyla bırakıyorlar. Tam olarak bu noktada lead nurturing devreye giriyor ve size üzerine kreatif oluşturacak kapsamlı birinci parti veriler bırakan ziyaretçilerin karşısına kişiselleştirilmiş pazarlama ile çıkma imkanınız oluyor.

Düşük Bütçeli Pazarlama Yöntemleri Nelerdir?

Küçük işletmelerin daha fazla ciroya ulaşmak ve marka bilinirliklerini arttırmak için faydalanabilecekleri düşük bütçeli ancak etkili pazarlama yöntemleri mevcut. Öncelikle, işletmelerin dijital ortamda kolayca bulunabilir ve erişilebilir olması gerekiyor. Marka blogları, sosyal medya kampanyaları, SEO stratejileri ve e-posta yoluyla pazarlama çalışmaları, küçük işletmelerin düşük bütçelerle gerçekleştirebilecekleri etkili pazarlama yöntemleri arasında yer alıyor. Ancak bu stratejileri uygulamaya başlamadan önce, mutlaka marka kimliği oluşturulması ve hedef kitlenin belirlenmesi gerekiyor. Müşteri ve marka arasında inşa edilen güven ortamı, pazarlama yöntemlerinin etkinliğini arttırıyor. Güven ortamının inşasında, hedef kitlenin doğru bir biçimde analiz edilmesi, ve marka kimliğinin bu doğrultuda oluşturulması önemli bir role sahip. Marka kimliğinizi oluştururken hikaye anlatımı yöntemlerinden ve sosyal ağlardan faydalanabilirsiniz.